Safra Kesesi
Yirmi beş yılı aşkın hekimlik deneyimiyle Türkiye’nin saygın kadın cerrahları arasında yer alan Doç. Dr. Didem Öncel Yakar’ın uzmanlık alanları arasında, karaciğer naklinin yanı sıra karaciğer-safra yolları– pankreas hastalıkları ve cerrahisi önemli bir yer tutuyor. Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, bu bölümde sizlerden gelen soruları yanıtlıyor.
Bu alanda uzun yıllar çalışmış ve çok sayıda ameliyat gerçekleştirmiş olmanın birikimiyle, Ataşehir’de bulunan özel muayenehanemizde tanı, uygun tedavi seçimi ve ameliyat süreçlerinin yönetimi için sizlerin yanındayız. Hayatımızın her anında sağlık bizimle olsun.
Safra kesesi taşları
Karaciğerin ürettiği ve yağların sindirimi için gerekli olan safranın bir kısmını depolamak ve konsantre etmek (yoğunlaştırmak) görevleri olan safra kesesi, ismiyle uyumlu bir şekilde karaciğerin altında bulunan kese şeklinde bir organdır. Safra içindeki kimyasal bileşimin dengesiz hale gelmesi ile oluşan safra taşları son derece sık görülmektedir. Yaklaşık her 10 kişiden birinde safra taşları bulunduğu bildirilmektedir. Bu derece sık olmasına rağmen her kişide semptom oluşturmaz
Safra kesesi ameliyatı
Şikâyete yol açmayan safra kesesi taşlarının tedavi edilmesine de gerek yoktur. Safra kesesi ameliyatı semptom görülmesi veya hekimin diğer nedenlerle cerrahi işlem kararı vermesi durumunda gündeme gelir. Laparoskopik kolesistektomi yani safra kesesinin kapalı yöntemle çıkartılması yöntemi ile başarılı sonuçlar alınmaktadır.
Yirmi beş yılı aşkın hekimlik deneyimiyle Türkiye’nin saygın kadın cerrahları arasında yer alan Doç. Dr. Didem Öncel Yakar’ın uzmanlık alanları arasında, karaciğer naklinin yanı sıra karaciğer-safra yolları- pankreas hastalıklarının tedavisi ve laparoskopik kolesistektomi önemli bir yer tutuyor. Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, bu bölümde sizlerden gelen soruları yanıtlıyor.
Bu alanda uzun yıllar çalışmış ve çok sayıda ameliyat gerçekleştirmiş olmanın birikimiyle, İstanbul, Ataşehir’de bulunan özel muayenehanemizde tanı, uygun tedavi seçimi ve ameliyat süreçlerinin yönetimi için sizlerin yanındayız. Hayatımızın her anında sağlık bizimle olsun.
Safra kesesi taşları ile ilgili sık sorulanlar
Bu bölümde safra kesesi sağlığı, safra kesesi taşları ve safra kesesi ameliyatı ile ilgili en güncel ve en önemli sorulara yer vereceğiz. Safra kesesi cerrahisi, safra kesesinde taş belirtileri gibi sıkça merak edilen konularda bilgileri sizlerle paylaşacağım.
Sindirim sistemi hastalıkları içinde safra kesesi sorunları toplum tarafından en merak edilen konular arasında yer almaktadır. Gerek kişisel yatkınlıklar gerek ailevi eğilimler gerek yaşam stili değişiklikleri gibi birçok nedenden dolayı safra kesesi taşı tüm dünyada son derece sık görülmektedir. Buna paralel olarak, tüm dünyada Genel Cerrahi alanında en sık yapılan ameliyatlardan biri safra kesesi ameliyatıdır. Her ne kadar oluşan safra kesesi taşlarının büyük kısmı sessiz kalarak hiçbir tedavi gerektirmese dahi, şikâyete neden olan safra kesesi taşı olan kişi sayısı o kadar fazla sayıdadır ki sadece ABD’de yılda 300.000’ün üzerinde safra kesesi ameliyatı yapılması gerekmektedir.
Safra kesesi, karın sağ üst tarafında, karaciğerin altına gömülü armut benzeri, içi boş bir organdır. Aynı bir balonun ağzından üflenmesi ile şişmesi, ağzının bırakılması ile sönmesine benzer şekilde, küçük bir kanal karaciğerde üretilen safranın bir kısmını safra kesesine taşır. İçinde biriken safra miktarı arttıkça safra kesesi büyüyerek dolar. Yemek sonrası midenin gerilmesi ile uyarılan sinir sistemi aracılığıyla beyne giden sinyaller, sindirim görevine yardımcı olması için safra kesesinin kasılarak boşalmasını sağlamak üzere bir hormonal uyarı gönderir. Bu süreç içinde ya safra kesesinin içinde biriken safranın bileşimindeki değişiklikler ya da safra kesesinin kasılmasında oluşan mekanik sorunlar sonucu, safra kesesinin içindeki safra önce çamur daha sonra taş halini alarak safra kesesi taşlarının oluşumuna neden olur.
Genel Cerrahi alanının en sık ilgilendiği hastalık gruplarından safra kesesi taşları, çoğu kişide soruna neden olmadan ‘sessiz’ kalmaktadır. Ancak şikâyete yol açarak cerrahi tedavi gerektiren kısmı dahi, safra kesesi ameliyatını tüm dünyada en sık yapılan ameliyatlardan biri haline getirmiştir. Bu denli yaygın bir sorun olması nedeniyle, özellikle belirli risk grupları başta, tüm toplumun koruyucu hekimlik kapsamında olası korunma yöntemlerini bilmesi ve uygulaması önem taşımaktadır.
Safra kesesi taşı için en iyi tanımlanmış risk grubunu hatırlatmak için ‘5F’ kısaltması kullanılır. İngilizce ‘fair, fat, female, fertile, forty’ kelimelerinin baş harflerinden oluşan kısaltmanın açılımı Türkçe’ye ‘açık tenli, şişman, kadın, doğurgan, kırk’ olarak çevrilebilir. Burada özetlenen risk faktörleri bizlere şunu göstermektedir.
Sindirim sisteminin en sık hastalıklarından biri olan safra kesesi taşı gelişiminde ailevi bir eğilim bulunmaktadır. Tüm diğer risk faktörleri gibi bu konuda bilinçli olmak hem koruma hem tanı ve gereğinde zamanlı tedavi için önemlidir.
Safra kesesi taşlarının oluşumunun en önemli nedenlerinden biri safranın kimyasal içeriğidir. Safradaki kolesterol, bilirubin ve safra tuzlarının oranı, bunların safradaki çözünürlük miktarı safra dengesi için gereklidir. Bir diğer safra kesesi taşı oluşma nedeni ise safra kesesinin içindeki safrayı boşaltmak için gerekli olan kasılmasını etkileyen mekanik nedenlerdir. Safradaki kolesterolün artması, ya da mekanik olarak yeterli kasılamaması durumunda, fazla miktardaki içerik safrada çözünemez aynı su borularında kirecin birikmesine benzer şekilde, önce safra çamuru sonra safra taşı haline döner.
Toplumda oldukça sık görülen safra kesesi taşlarının büyük çoğunluğu ömür boyu sessiz kalır, yani kişide herhangi bir şikayete yol açmaz. Bu grup hastaya herhangi bir tedavi önerilmemektedir. Ancak safra kesesi taşına bağlı sindirim sistemi şikayeti olan hastalara cerrahi tedavi planlanır. Bu grup hastalardan ya da hasta yakınlarından en sık duyduğumuz sorulardan biri şudur: Safra kesesi taşlarında ameliyatsız tedavi mümkün mü?
Safra kesesi taşı oluştuktan ve şikayete ya da komplikasyona neden olduktan sonra uygulanması gereken standart tedavi kapalı yöntemle safra kesesinin alınması yani laparoskopik kolesistektomidir. Eğer hastaya bağlı birtakım nedenlerden ötürü cerrahi uygulanamıyor ise bir grup hastada hem safra kesesinde yeni taş oluşumunu engellemek hem de var olan taşları eritmek üzere uzun süreli ilaç tedavisi seçeneği değerlendirilebilir.
Her karın içi ameliyat sonrası olduğu gibi, kapalı yöntemle safra kesesi alınması (laparoskopik kolesistektomi) sonrası erken dönemde hafif yemekler tercih edilmelidir. Yoğun öğünler karında şişkinlik, gaz sancısı gibi olumsuz etkiler oluşturabilir. Yağlı, kızartılmış, alkollü yiyecek içeceklerden ilk hafta uzak durulması, sonraki sürecin hastanın daha önceki yeme-içme alışkanlıklarına göre tedrici bir şekilde normale dönülmesi önerilir.
Safra kesesi ameliyatı sonrası erken dönemde tüm hastalar için geçerli olan tek bir diyet formülü yoktur. Hastaların tükettikten sonra rahatsızlık hissedebileceği yiyecekler arasında tereyağı, kırmızı et, krema içeren soslar, tam yağlı peynirler, baharatlı yiyecekler, kuruyemiş, tatlı ve pastalar yer alırken; süt, alkol gibi içeceklerden de kaçınılmalıdır. Ana protein kaynağı olarak ızgara tavuk, balık en sık tercih edilen öğünlerdendir.