Şişmanlık safra kesesi taşına neden olur mu?
Doç. Dr. Didem Öncel Yakar
Genel Cerrahi alanının en sık ilgilendiği hastalık gruplarından safra kesesi taşları, çoğu kişide soruna neden olmadan ‘sessiz’ kalmaktadır. Ancak şikâyete yol açarak cerrahi tedavi gerektiren kısmı dahi, safra kesesi ameliyatını tüm dünyada en sık yapılan ameliyatlardan biri haline getirmiştir. Bu denli yaygın bir sorun olması nedeniyle, özellikle belirli risk grupları başta, tüm toplumun koruyucu hekimlik kapsamında olası korunma yöntemlerini bilmesi ve uygulaması önem taşımaktadır.
Safra kesesi taşı için en iyi tanımlanmış risk grubunu hatırlatmak için ‘5F’ kısaltması kullanılır. İngilizce ‘fair, fat, female, fertile, forty’ kelimelerinin baş harflerinden oluşan kısaltmanın açılımı Türkçe’ye ‘açık tenli, şişman, kadın, doğurgan, kırk’ olarak çevrilebilir. Burada özetlenen risk faktörleri bizlere şunu göstermektedir. Safra kesesi taşları: beyaz ırkta, vücut kitle endeksi >30 kg/m2 olanlarda, kadınlarda, bir ya da daha fazla çocuğu olanlarda ve >40 yaş kişilerde daha sık görülen bir hastalıktır. Zaman zaman ailesel eğilim dolayısıyla bu ‘5F’ye ‘familial’ da eklenebilmektedir.
Kadınlarda doğum yapmak, doğum kontrol hapı kullanmak gibi östrojeni arttıran durumlar safra kesesi taşı oluşumuna yatkınlık yaratabilir. Kişisel olarak ırkımızı, cinsiyetimizi, yaşımızı ya da ailede geçirilen hastalıkları değiştirmek mümkün olmadığından, bu hastalıktan korunmak için değiştirebileceğimiz neredeyse tek risk faktörü kilodur. Aşırı kilolu olmak, özelikle obezite, safrada çözünen kolesterolü yükseltir. Bu artış safra kesesinde biriken safranın içindeki aşırı kolesterolün yoğunlaşarak çamurlaşmasına ve taşlaşmasına neden olur.
Sağlıklı beslenme ve düzenli fizik aktivite ile kilo kontrolü sağlanmalıdır. Ancak düşük kalorili, hızlı kilo kaybına neden olacak diyetlerden kaçınılmalıdır. Hızlı kilo kaybının safranın kimyasal bileşimini etkilediği ve safra kesesi taşı oluşma riskini arttırdığı bilinmektedir. Aşırı kilo durumunda yavaş, kontrollü, dengeli kilo kaybı sağlanmalıdır.
Bu bilgilerle uyumlu olan başka bir veri obezite cerrahisi geçirmiş hastaların takiplerinden gelmektedir. Obezite ameliyatına ihtiyaç duyulan hastalar zaten safra kesesi taşı risk grubundadır, bunun üzerine geçirdikleri ameliyatın doğası gereği hızlı kilo verildiğinden, ek bir faktör oluşmaktadır. Obezite ameliyatı geçirmiş hastalarda ameliyat sonrası dönemde safra kesesi taşı oluşumu artış göstermektedir. Bu artış genel toplumun yaklaşık 5 kat fazlası olacak oranlara ulaşabilmektedir. Ancak endişe etmeye gerek yoktur. Obezite ameliyatlarının bir kısmında, ileride safra yollarına olası bir müdahaleyi anatomik olarak engelleyecek bir teknik kullanılacaksa, aynı seansa safra kesesi ameliyatı uygulanabilir. Birtakım ilaçlarla hızlı kilo verilen erken dönemde safra akışkanlığı artırılmaya çalışılabilir. Ya da ameliyat sonrası safra kesesi taşı ve buna bağlı şikâyet gelişen kişilerde, uygun dönemde yine kapalı yöntemle safra kesesi ameliyatı yapılabilir.