Doç. Dr. Didem Öncel Yakar’ın cevabı

Etkin emzirmenin ana bileşenlerinden biri yeterli sıvı alımıdır. Gerekli miktar kişiden kişiye değişiklik göstermekle birlikte bazal alım mutlaka arttırılmalıdır. Aynı şekilde emziren kadınların günlük kalori ihtiyacı da arttığından özellikle proteinden zengin beslenme ile bu ihtiyaç desteklenmelidir. Emzirmeyi ve kalitesini arttırmak üzere tahıl alımı arttırılmalı, bebeğe gaz yapabilecek içecek ve belirli sebze ya da kurubaklagillerden kaçınılmalı, sağlıklı yaşamın her alanında olduğu gibi bu dönemde de alkol ve sigara kullanımından uzak durulmalıdır. Laktasyon döneminde annenin B ve D vitamini, kalsiyum, demir, folik asit gibi artan vitamin ve mineral gereksinimi uygun preparatlarla desteklenmelidir. Laktasyon sürecinde zayıflama amaçlı diyet yapılması önerilmemekle birlikte, gereklilik halinde mutlaka Beslenme ve Diyetetik uzmanlarının kontrolünde ilerlenmelidir.

Meme dokusu, yağ dokusu içinde süt kanalları (duktus) ve meme bezlerinden (lobuloalveolar sekretuar birim) oluşmaktadır. Bu yapılar farklı evrelerde farklı hormonal etkiler ile gelişimini tamamlar. Doğum yapmamış kadınlarda meme gelişimi tamamlanmamaktadır. Gebelik ve emzirme sürecinde yoğun hormonal etki ile meme dokusunda ciddi değişiklikler olmakta, bu sayede doğanın en mucizevi süreçlerinden biriyle süt üretimi ve bebeğin beslenmesi sağlanmaktadır. Meme sağlığı açısından 40 yaş üstü her kadının yılda bir meme taraması yaptırması önerilmektedir. Ancak gebelik ve emzirme döneminde meme sağlığı takip protokolleri kişiye özel ayarlanmaktadır.

Hem kadın cerrah hem anne olarak bu süreçleri yakından tanıyan Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, bu bölümde gebelik ve emzirme döneminde ortaya çıkan ve kadınlarda endişeye yol açan meme sağlığı ile ilgili konulardaki sorularınızı cevaplıyor. Hayatımızın her anında sağlık bizimle olsun.